Tilki, kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı?
- Ünal Işık
- 11 May 2022
- 2 dakikada okunur
Liyakat kelime anlamı; layık olmaya sebep teşkil eden yetenek, yeterlilik ve uygunluk anlamına gelir. Liyakatli kişi yetenekli, başarılı, ehil ve işe yatkın anlamlarını taşır.
Günümüzde özel sektör, kamu veya siyaset arenasında liyakat kelimesinin esamesi dahi okunmuyor diyebiliriz. Çok ama çok az sayıda da olsa istisna kurumlarımızı tenzih ediyoruz tabi ki. İnceleyip analizini yapmaya çalıştığımız büyük resim aslında. Ve ne yazık ki bu resmi görüp dile getiremeyenler, “Aman sus suyumuz yolunda akıyor, değiştirme dere yatağını.” zihniyetinde.
İşin ehli ve hak edenin tercih edilmesinden ziyade referansının büyüklüğüne, amcası, dayısı, halası kim diye bakılır oldu. Hal böyle olunca “Gelişimmiş, eğitimmiş, uzun iş bunlar. Kim uğraşacak?” soruları zihinlerde yer kaplıyor olup büyük referansları devreye sokmak kısa yoldan hedefe ulaşma konusunda hayatımıza yerleşmiş oluyor.
Artık liyakatler yarışmıyor ahali torpiller yarışır oldu.
Üzülmemiz gereken tam da bu ama en yakınımızda olanlar bile bu durumu böbürlenerek anlatır oldu. Basamakları basmayı bırakıp tepeden inmek güç temsili oldu.
İlim, ehliyet ve liyakat ister. O meydanda kimse kimseyi kayırmaz çünkü.
Layık olan insan, alanında donanım sahibi olarak basamakları çıka çıka hatta sürüne sürüne çıkmayı göze almış bu sayede de tecrübeyi damarlarına kadar hissedebilendir. Sayılarının artarak devam etmesini ve layık oldukları yere ulaşmalarını umuyorum.
Büyük İskender, son nefesini vermeden önce ölümü esnasında imparatorluk tacını kime bıraktığını soran generallerine “liyakatli olana” cevabını vermiştir.
Her ne olursa olsun çok olanların değil inananların elbet bir gün kazanacağı bilinci ile liyakat ve adaletten şaşmayan bireylerin sayısının çoğalması duasını, her mekan ve zamanda haykırmaya devam edeceğim çünkü Efendimiz (sav.) buyurduğu üzere
“Her kim Allah’ın razı olacağı daha liyakatli birisi varken adam kayırmak maksadıyla kendi Müslümanların işini deruhte ederse onların üzerine gösteriş için birini seçer resmi görev verirse Allah’ın laneti onun üzerindedir. Allah, onu cehenneme sokuluncaya kadar, ne farz, ne nafile hiçbir ibadetini kabul etmez.

EMÂNET, EHLİYET LİYÂKATin olmadığı mekânlara/toplumlara bereket inmez ve sosyal bunalımlar ile imtihan edilirler.
Kâbenin Anahtarlarını (müşrik olduğu hâlde) EHLİYET SAHİBİne veren Hz.Peygamber as.ın ümmeti
Şimdilerde kamusal yetkileri .....Partisinin Mahalle İLÇE ya da İLparti üyesinden torpil alarak yapıyor hem de dini söylemlerin gölgesinde....