İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.

Telefonun daha sık çalmaya başlar, mesajların ardı arkası kesilmez. Sonra fark edersin ki, etrafındaki bu “sevgi seli” aslında samimiyetsiz bir ilgi dalgasından ibarettir. Dijital dünyada da durum farklı değildir; sosyal medya hesaplarının takipçi sayısı artar, yorumlar ve paylaşımlar çoğalır. Ancak tüm bunların temelinde menfaat vardır.

Ve en zirve nokta…

Bulunduğun makamın etkisiyle artan ilgi, sahte yakınlaşmaların daha da çoğalmasıdır. Dava, ehliyet, liyakat, şeffaflık, adalet gibi kavramlar bir kenara atılır; çünkü çıkar ilişkileri her şeyin önüne geçer. Ancak bir gün makam elinden gittiğinde, menfaatler sona erdiğinde, herkesin gözünde “sıradan bir vatandaş” oluverirsin.

Bu yüzden, etrafında sinsice dolaşan, çıkarları uğruna sana yaklaşan insanları, seni gerçekten değer verdiği için sevenlerden ayırt et. Ayırt et ki, başarı ve huzurun daim olsun.

Son zamanlarda daha fazla şahit olduğum bir gerçek var: İnsanlar, makam ve mevkilere göre birbirini yüceltiyor; çıkar ilişkileri samimiyetin önüne geçiyor. “Biz” olgusu yerine “ben” zihniyeti giderek zirveye ulaşıyor. Bencillik her zamankinden daha fazla artıyor.

Oysa tarih bize defalarca gösterdi:

“Nice az topluluklar, Allah’ın iradesi, yardımı ve desteğiyle nice kalabalık topluluklara galip gelmiştir. Allah, sabrederek mücadele edenlerle beraberdir.”

Her zaman söylediğim gibi, insan en çok etrafındaki beş kişinin ortalamasıdır.

O halde ortalamanızı yükseltin.